1826 yılındaki Yeniçeri Ocaklarının topa tutulması esnasındaki yıkılışlardan sonra yeniden yapılışı ise üzerindeki kitabeye göre 1913’tür.
Cami, tarih boyunca birkaç kez yıkılıp tamir edilmiştir. Evliya Çelebi’ye göre Süleyman Kethüda tarafından, daha sonra 1902 yılında Ahmed Efendi tarafından onarım görmüştür.
1918 yangınında zarar görmüş ve çeşitli tarihlerde onarımlar görmüş, 1970 yılında Vakıflar İdaresi tarafından yenilenmiştir.
Altında Bizans Dönemi’nden kalan bir sarnıç bulunmaktadır.
Öne Çıkan Özellikleri:
Sekiz köşeli ve ahşap kubbeli yapı tasarımı ile dikkat çeker.
İç duvarlar, yarım yuvarlak niş şeklindeki mermer mihraba kadar olan kısımlar lambri ile kaplanmıştır.
Kubbe, üç kademeli, sekizgen şekliyle içten ahşap kaplama detaylarına sahiptir.
Harim alanı (Osmanlı camilerinin çevresinde yer alan ve cami alanını kentsel alandan ayıran duvarla çevrili dış avlu) sekiz köşeli olup, geniş avlu ve bahçe alanı toplamda 1000 m²’yi kapsar.
Minare kesme taştan yapılmış, tek şerefeli ve üstü kurşun kaplı bir külaha sahiptir.
Yapının altında bulunan sarnıç, iç mekânı üç sıra halinde düzenlenmiş dokuz sütun tarafından desteklenmektedir. Üst örtü, pandantifli (bir kubbenin kare planlı yapının üzerine oturmasını sağlayan bir mimari geçiş elemanıdır) on altı tuğla kubbe ile tamamlanmıştır.