1896’dan sonra büyük bir onarım geçirmiş, ahşap olan minaresi yıkılarak yerine tuğla minare yapılmıştır.
1942 kışında ahşap çatısı çökmüştür; yapı kullanılamaz duruma gelmiştir.
1977’de cami derneğince kapsamlı bir restorasyona tâbi tutulduğu, ancak ayrıntılarına dair net bilgi bulunmadığı aktarılır.
1980’de mevcut kalıntıların bulunduğu yer değiştirilmiş ve cami yeniden inşa edilmiştir. Bu sırada yığma moloz taş duvarlar ve şerefeye kadar yıkılmış tuğla minare tamamen ortadan kaldırılmış, cami günümüzdeki hâline kavuşmuştur.
- Öne çıkan özellikleri
İlk inşa döneminde kagir duvarlı ve ahşap minareli küçük bir mescit olarak tasarlanmıştır.
Eski halinde bir oda büyüklüğünde ibadet alanı, kalın dört duvar ve kısa bir tuğla minare bulunur; minareye kadınlar mahfilinden çıkıldığı belirtilir.
Geniş avlusu ve içinde kitabesiz bir kuyu bileziği vardır.
“Pazarbaşı” ünvanı, Osmanlı saraylarına (Padişah Sarayı, Galata Sarayı, Eski Saray Mektepleri vb.) erzak temin eden görevliye verilen addır; bu göreve sıklıkla Enderun kilercilerinden biri getirilirdi.
1709 yılında banisinin vefat ettiği ve camiye defnedildiği de rivayet edilmektedir.