Mescidin, Çuhacılar Hanı’nın kapısı üzerinde bulunan bir odanın İğneci Hacı Hasan Ağa tarafından mescide çevrilmesiyle oluştuğu belirtilmektedir.
Söz konusu han, Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış; vakıflar tarafından kiraya verilmiş ve mescid, han dışında kullanılmıştır.
İstanbul Ansiklopedisi’ne göre, mescit han inşa edildiğinde bina içinde kalmış; ayrıca, 1893 doğumlu ve 1904’te İstanbul’a gelen, uzun yıllardır Çuhacılar Hanı’nda kahvecilik yapan Avadis Mesropyan adlı şahıs, mescidin Birinci Dünya Savaşı döneminde (1914’e kadar) ibadete açık olduğunu, altlı üstlü iki bölüm halinde bulunduğunu, sonrasında kapatılarak iki oda halinde hana eklendiğini belirtmiştir.
1964 yılında eski mescidin alt kısmında bir karyola imalathanesi, üst kısmında ise bir dökümcü atölyesi bulunurken, sokaya bakan demir parmaklık ve korkuluklu ezan yeri hâlâ ayakta kalmıştır.
- Öne çıkan özellikleri
Mescit, Kapalı Çarşı içerisinde yer alan, merdivenle çıkılan küçük bir yapıdadır.
Alt katta küçük bir alan ve abdest alma yeri; üst katta ise mescidin ana bölümü bulunmaktadır.
Duvarları, mihrap ve minberi çini ile süslenmiş; kürsüsü ise özenle işlenmiş ahşaptan yapılmıştır.
Yapıda iki kubbe bulunmakta olup, kadınlar mahfiline tek bir ahşap direk üzerinde ulaşılmaktadır.