Rivayetlere göre Nasuh Baba, Mimar Sinan ile birlikte Valide Atik külliyesinde çalışmış olup mescit inşası sırasında külliyeden kendisine izin verilen ölçüden daha fazla malzeme kullandığı yönünde iddialarla karşı karşıya kalarak idamına karar verilir. Ancak daha sonra iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte kendisi ‘’Kurban Nasuh Baba’’ olarak anılmaya başlamıştır
Türbe Hakkında:
Yapım Yılı: 1856
Kim Yaptırdı: Bilinmiyor
Mimarı: Bilinmiyor
Öne Çıkan Özellikleri:
Kurban Nasuh Baba Camii mihrabında yer alır. Caminin daha sonradan tekkeye olarak kullanılmasından dolayı tekkenin şeyhleri de Kurban Nasuh Baba’nın yanına gömülmüştür.
Kare planlı olan türbenin çatısı son tamirde kurşun ile kaplanmıştır.
Caddeye bakan büyük hâcet penceresinden başka, cami avlusuna bakan iki penceresi daha vardır.
Hiçbir yerinde kitabesi bulunmayan yapının kapısı arka tarafta olup, sağ tarafında ve set üzerinde Hacı Mehmet Hulusi Efendi’nin ve İbrahim Edhem Surûrî Efendi’nin kabirleri; avluya bakan pencerelerin önünde ise, Kurban Nasuh’un, yine set üzerinde kabri bulunmaktadır.
Türbe, 1974 tarihinde Dr. Sabahaddin Tonguç Bey tarafından tamir ettirilmiş ve bu arada da, dört cephesi kesme taş ile kaplanmıştır.
Türbe içinde üç sanduka vardır. Biri, Şeyh Mehmet Nuri Efendi’ye; ikincisi vefat eden Şeyh Tevfik Efendi’ye; üçüncüsü ise, Hidayetullah ismiyle de anılan Şeyh Nuri Efendi’nin kızı Hediye Sultan Hanım’a aittir.
Türbede ayrıca duvarlarda asılı vaziyette, Rufaîliğe mahsus çeşitli boyda şişler, iğneler durmakta idi. Son tamirde bunlar kaldırılmıştır.
Türbe, Şeyh Nuri Efendi’nin vefatından sonra, 1856 yılı sonlarında yapılmıştır.