Nusretiye Camii

Sesli Anlatım

Yapım Yılı

1823-1826

Konumu

Beyoğlu, İstanbul

Kim Yaptırdı

Sultan II. Mahmud

Mimarı

Krikor Amira Balyan

- Yapımından sonraki değişiklikler
  • Sultan Abdülaziz döneminde, cadde düzenlemesi sırasında caminin yüksek avlu duvarları yıkılmış ve yerine dökme demir parmaklıkların bulunduğu alçak bir duvar yapılmıştır.
  • Yol çalışmaları sırasında, caddenin karşısında yer alan sebil ve muvakkithane caminin yanına taşınmıştır. Ayrıca, II. Abdülhamid tarafından 1901’de Raimondo d’Aronco’ya yaptırılan çeşme Maçka’ya (İstanbul Teknik Üniversitesi önü) taşınmıştır.
  • 1960’lara doğru minarelerden birinin petek kısmı tehlikeli bir biçimde eğrilmiş olduğundan bütünüyle sökülerek tekrar yapılmıştır
  • Cami, 1955-1958 arasında tamir gördü. 1956’da yol çalışması sırasında caddenin karşısında kalan sebil ve muvakkithane sökülerek caminin yanına taşınmıştır. Cami, 1980-1982 arasında kısmen restore edildi
  • Kalem işi süslemeler ve iç mekândaki bazı detaylar yenilenmiştir.
- Öne çıkan özellikleri
  • Nusret (zafer) adı, II. Mahmud’un yeniçeri teşkilâtını kaldırması münasebetiyle verilmiştir.
  • Nusretiye Camii, barok ve empire üsluplarını harmanlayarak Osmanlı mimarisinde farklı bir örnek sunar.
  • Yüksek bir platform üzerinde yer alan caminin dikdörtgen planlı harimi, dıştan dekoratif dört büyük kemer üzerine oturan ve pandantiflerle geçişi sağlanan bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeyi armudî formlu ağırlık kuleleri desteklemektedir. Mihrap beş kenarlı çıkıntılı bir yapıda olup üstü yarım kubbeyle örtülmüştür.
  • İki şerefeli çifte minarelerin ince ve uzun yapısı, kubbenin denizden mahya görünümünü engellediği için 1826 yılında yeniden düzenlenmiştir. Minareler kare kesitli sütunlara oturur ve yivli gövdeye geçiş soğan biçiminde yapılmıştır.
  • Son cemaat yeri kare kesitli sütunlara oturur ve üç kubbelidir. İki yanındaki kasr-ı hümayun, padişahın kalması ve kabulleri için inşa edilmiştir.
  • Caminin yanında barok üslupta kıvrımlı mimariye sahip sebil ve muvakkithane yer alır. Şadırvanın külahında güneş ışınları biçiminde özel bir alem bulunuyordu; ancak bu alem günümüze ulaşamamıştır.
  • Kalem işi süslemeler, üst sıra pencereler, pandantifler ve kubbe içi detaylarda görülür. İç mekân dekorasyonunda Türk motifleri olmamakla birlikte Mustafa Râkım, Mehmed Hâşim ve Recâi Şâkir Efendi gibi hattatların yazıları yer almaktadır.