1807’de çıkan bir yangında cami zarar görmüş ve minaresi kısmen yıkılmıştır. Minare, kürsü kısmından itibaren yeniden inşa edilmiştir.
Uzun süre harap durumda kalan cami, 1938-1941arasında kapsamlı bir restorasyon geçirerek yeniden ibadete açılmıştır. Bu süreçte kırık olan kitabesi, hattat Kamil Akdik tarafından eski kalıbına uygun olarak yeniden yazılmıştır.
1955 yılında Minarenin şerefesi yeniden yapılmıştır.
Cami, 2011’de restorasyon çalışmasına alınmış ve çalışmaların 2012’de tamamlanmıştır.
- Öne çıkan özellikleri
Cami, Mimar Sinan’ın klasik dönem sonrası eserlerinden olup, Edirne’deki Selimiye Camii’nin daha küçük ölçekli bir uyarlamasıdır.
Kareye yakın dikdörtgen planlı olan cami, sekiz ayak üzerine oturan merkezi bir kubbe ve bunu çevreleyen dört yarım kubbe ile örtülüdür.
Alışılmışın aksine, tek minaresi caminin sol tarafında, yapıdan ayrı olarak inşa edilmiştir. Bu düzenleme, caminin denize yakın konumu nedeniyle tercih edilmiştir.
Cami, bulunduğu eğimli arazi nedeniyle fevkani olarak inşa edilmiş; altına tonozlu mahzenler ve dükkânlar yapılmıştır.
İç mekânda çini süslemeler ve kalem işleri bulunmaktadır. Mihrap önü bölümü dışa taşırılmış ve üzeri yarım kubbe ile kapatılmıştır.