Yahyâ Efendi Camii ve Külliyesi, II. Selim döneminde genişletilmiş, Yahyâ Efendi’nin vefatından sonra türbesi Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir.
1812’de II. Mahmud tarafından tamir edilmiş ve yeni derviş hücreleri eklenmiştir.
1873’te Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Vâlide Sultan tarafından büyük bir onarım görmüş ve tekke genişletilmiştir.
1901’de Hacı Mahmud Efendi, tekkeye bir kütüphane eklemiş ve Yahyâ Efendi’nin 1538 yılında yaptırdığı çeşmeyi yenilemiştir.
Tekke, 1925’te kapatılmasından sonra cami-tevhidhâne olarak kullanılmaya devam etmiştir.
- Öne çıkan özellikleri
Yahyâ Efendi Camii, Yahyâ Efendi Külliyesi’nin bir parçası olarak 16. yüzyılda kurulmuştur ve İstanbul Boğazı’na bakan stratejik bir konumda yer alır.
Külliye, caminin yanı sıra Yahyâ Efendi’nin türbesi, medrese, hamam, çeşme ve evlerden oluşur. Şeyh Yahyâ Efendi, geniş bir arazi satın alarak bu külliyeyi kurmuştur.
Yahyâ Efendi’nin türbesi, II. Selim döneminde Mimar Sinan tarafından yapılmış olup, çevresi tarihteki birçok önemli şahsiyetin mezarlarını barındıran bir hazîre ile çevrilidir.
Külliye, Osmanlı döneminde tarikat merkezi olarak kullanılmış, daha sonra Kadiri ve Nakşibendi tarikatlarına hizmet vermiştir.
Zengin mimari dokusu ve Boğaz manzarasına hakim konumuyla İstanbul’un sufi ve manevi merkezlerinden biri olmuştur.
Külliyenin arazisi zamanla Yıldız ve Çırağan saraylarına dahil edilmiş, Yahyâ Efendi Türbesi ise günümüzde en çok ziyaret edilen türbelerden biri olmaya devam etmektedir.