Kesin olarak bilinmemekle birlikte, caminin Garabet Amira Balyan tarafından tasarlandığı güçlü bir ihtimal olarak görülmektedir.
- Yapımından sonraki değişiklikler
17. yüzyıl başlarında Sultan I. Ahmed döneminde Şükrüllah Uveysî tarafından İstanbul’a getirilen Hırka-i Şerîf ile ziyaretler başlatıldı.
Çorlulu Ali Paşa, Hırka-i Şerif’in muhafazası için kâgir bir hücre ve imaret yaptırmıştır.
Sultan I. Abdülhamid 1780 yılında küçük bir kâgir hücre ekletmiştir.
Sultan Abdülmecid, Hırka-i Şerif için bugünkü camiyi 1851 yılında inşa ettirmiştir.
2014 yılında kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçmiştir.
- Öne çıkan özellikleri
Sekizgen plan üzerine tek kubbeli olup, 16 penceresi bulunmaktadır. Yapı kesme taştan inşa edilmiştir.
Lafza-i Celâl, Hz. Peygamber, Cihârıyâr-ı Güzin, Hz. Hasan ve Hüseyin’in isimlerini içeren levhalar Sultan Abdülmecid’in hattıyla yazılmıştır. Mihrabı, minberi ve kürsüsü rokoko tarzında, altın yaldızlı ve mozaik taşlarla süslüdür.
Ampir üslubunda, tek şerefeli iki minaresi vardır. Minarelerde korint başlıkları taklit edilmiştir, külahları kurşun kaplıdır.
Üst katta Hırka-i Şerif Odası, Hünkâr Dairesi, Üveys ailesi için meşruta*, abdest alma muslukları ve müezzin mahfili bulunmaktadır.
Ek Binalar: Caminin inşası sırasında bir bölük muhafız için yapılan kışla, günümüzde Fatih Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır. Avluda kız Kur’ân kursu bulunmaktadır.
* Meşruta kelimesi cami, kütüphane, sıbyan mektebi, tekke vb. vakıf eserlerde çalışan imam, müezzin, hatip, hafız, öğretmen, şeyh, türbedar, mütevelli, muvakkit ve müderris gibi görevlilerin barınması için vakıf tarafından tahsis edilen odalar veya evler için kullanılmıştır.